KIRIKKALE İL ÖZEL İDARESİ BİLSEM -1
Bir okul düşünün…
Önceleri,
Dumlupınar İlkokulu olarak yıllarca Kırıkkale’ ye hizmet veriyor.
Bünyesine eklenen bir bina ile adı değiştirilerek Malazgirt İlk Öğretim Okulu oluyor.
Sonrasında İl Eğitim Hizmetleri binası iken, Türkiye genelinde bakanlıkça kapatılma kararı alınıyor.
İşte,
Binanın çehresini tamamen değiştiren, yeniden yapılandıran, farklı ve önemli bir konuma getiren süreç böylece başlıyor.
Kırıkkale İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Zengin’ in girişimleri ile , her türlü tadilat ve onarım giderleri İl Özel İdaresi tarafından karşılanarak,
Sayısı ülkemizde şu an 43 olan BİLSEM,
İlimizde, 36 . sı olarak 09. 06. 2006 tarihinde hizmete açılıyor.
Nedir BİLSEM ?
“ Okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim çağındaki üstün veya özel yetenekli öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmalarını, kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak için öğrencileri yaşıtlarından ayırmadan örgün eğitimleri dışında
kalan zamanlarında, ilgi yetenek ve istekleri doğrultusunda eğitim veren bağımsız özel eğitim kurumu.”
Üstün veya özel yetenekli olduğu belirlenmiş öğrencilerin,
“Bilimsel düşünen, davranışlarla estetik değerleri birleştiren, üretken, problem çözen bireyler olarak yetişmelerini sağlamayı” amaçlıyor.
BİLSEM’ e alınacak öğretmen ve öğrencilerin seçimi titizlikle yapılıyor ve bazı değerlendirmelerden sonra belirlenen kriterler doğrultusunda okula alınıyor.
* * *
Okula ziyaretimi çabuklaştıran,
Değerli aile dostumuz Bekir Demirdöğen’ in “BİLSEM” in yöneticisi olarak orada bulunmasıydı.
Öğretmen, idareci kimliği ile Kırıkkale’ mizde tanınan ve saygın bir yeri olan Bekir Bey’ in,
İstek ve azmini, liderliğini, yaratıcılığını, başarısını, ince zevkini, insancıllığını okulun bütününde hissetmek mümkün.
Bekir Bey,
Okulun tadilat aşamasında, iç dizaynının düzenlenmesinde, okul için yapılacak her türlÜ etkinlik ve çalışmada tüm kadronun canla başla çalıştığının altını çizerken, fedakar ve
özverili öğretmenlerle çalışmanın başarı ve kaliteyi yükselttiğini de önemle vurguluyor.
Okulun adı neden tek başına Bilim Ve Sanat Merkezi değil?
Öncesinde Bilim ve Sanat Merkezi olarak açılan okulumuzun, tüm onarım ve iç donatım giderleri İl Özel İdaresi tarafından karşılanmıştır. Bu yüzden Valilik onayı ile okulumuzun
adı; İl Özel İdaresi Bilim ve Sanat Merkezi olmuştur.
Okulunuza giriş sınavla. Okulunuza öğrenci seçme süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Okulumuza öğrenci seçme süreci iki aşamada oluşmakta. İlk olarak ilk öğretim okullarından aday gösterilen öğrenciler Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı grup tarama sınavından geçirilmekte daha sonra belli bir başarı gösteren öğrenciler bireysel inceleme sürecine alınarak merkezimize kayıt hakkını kazanmaktadır.
Geçen yıla oranla sınava başvuru sayısında belirgin bir artış var mı?
Oldukça. İlk açıldığımızda başvuru sayısı 400, kapasitemiz 30, sınavlarda başarı gösteren öğrenci sayısı 13 idi.
Bu yıl 1200’ ün üzerinde. Kapasitemiz 50. Ancak sınavlarda kaç öğrenci başarılı olur onu bilemem tabi.
BİLSEM’ e girmek o kadar kolay değil yani.
Doğru. Çünkü merkezimiz üstün ve özel yetenekli öğrencilere hitap ediyor.
“Eğitim ciddi bir iş; bilmekten, yapmaktan öte gönül verme işi ve biz bu işe gönül verenleriz.
Merkezimizin seçkin kadrosuyla , çalışmalarımızın her aşamasında Atatürkçü, çağdaş anlayışımızla; kendine güvenen, disiplinli, mutlu; bilgiye ulaşmayı bilen aynı zamand bilgiyi üretebilen gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz.
İl Özel İdaresi Bilim Sanat Merkezi olarak bunun zor bir o kadar da anlamlı olduğunun farkında olarak seçkin kadromuzla çıktık yola. İnancımızın ve donanımızın bizi hedefe ulaştıracağı bu yolda, çocuklarımızın gözlerindeki parıltıları görebilmek, hissedebilmek ise en büyük ödülümüz.”
Bilim Sanat Merkezleri ile merak edilen çok şey var.
Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim Sanat Merkezi için söylenecek şey de bir o kadar çok.
Farklı çalışmaları ve farklı yaklaşımlarıyla Kırıkkale’mizin can damarı olacak BİLSEM hayatımızda.
Ve izlemimlerimle yazılarımda…
Ferda Balkaya Çetin/14.03.2008/İl Gazetesi
Kırıkkale’de Özel Bir Merkez : BİLSEM -2-
“Uygar dünyada yerimizi korumayı sağlamlaştırmak istiyorsak yeteneğin her zerresine, zekanın her kıvılcımına ve maharetin en küçük ışığına bile ihtiyaç vardır.”
Nitelikli insan gücünün toplumlardaki en büyük güç kaynağını oluşturduğunu biliyoruz.
Üstün veya özel yetenekli kişilerin liderliği, yaratıcılığı ülke ekonomisine etki etmiş,
Fen, edebiyat, sanat, politika vb. alanlarında toplumlara yön vermiş; çağlar açıp kapamıştır.
İşte,
Ülkemizin bugünü ve geleceği açısından büyük sorumluluklar üstlenerek açılan Bilim Sanat Merkezlerine bu açıdan bakarsak ülkemiz için ne büyük kazanımlar olduğunu daha iyi anlarız.
Ve Kırıkkale’miz için de ne büyük bir zenginlik olduğunu…
Bir önceki yazımda Kırıkkale BİLSEM’ le ilgili söylenecek çok şeyler olduğunu vurgulamış,
Okulun açılış aşamasını, hizmet anlayışını, amacını ve merak edilenleri dile getirmeye çalışmıştım.
Hafta içi yine BİLSEM’ deydim.
Kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren dikkatinizi çeken her resim,
özenle hazırlanmış her köşe, amacına uygun dizayn edilmiş her birim size, öğreneceklerinize dair ipuçları veriyor.
Her biri kendi alanında uzman, donanımlı, özverili, iddialı, yaratıcı fikirlerini hayata geçiren, seçkin, güleryüzlü öğretmenleri ile kendi birimlerinde görüşme fırsatı buldum.
Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim Sanat Merkezi; öğrencilerin yeteneklerini geliştirebilecek, bilimsel düşünceyi estetik değerlerle birleştirebilecek bir donanıma sahip. Öğrencinin ihtiyacına cevap verebilecek her birim mevcut.
Gördüğüm uygulamalardan bazı örnekler:
Deneyler salt “laboratuvarda yapılır” olmaktan çıkarılmış.
Maddelerin sıvı halden buhar haline nasıl dönüştüğünü öğrenmek için Rafineriye gidiliyor.” Bilgi- gözlem” e dayalı uygulama ağırlıklı deneyler yapılıyor ve yerinde.
İlaçlar hakkında bilgi verileceği zaman da eczanelere gidiliyor.
Matematik Biriminde ise Hanoi kuleleri ilgimi çekti.
Hanoi kuleleri matematiksel bir oyun ve bulmaca.
Matemetiksel düşünceyi geliştiriyor.
Bir düzlem üzerinde üç direk ve farklı boyutlarda sekiz diskten oluşuyor. Bu diskler dilediğiniz direğe aktarabilirsiniz. Oyun, bir direkte en küçük disk yukarıda olacak şekilde, küçükten büyüğe doğru dizilmiş olarak başlıyor. Her hamlede bir disk taşıyabiliyorsunuz.
Diskler taşınırken kendisinden küçük bir diskin üzerine gelmemesi gerekiyor.
Matematikdeki problemler bunun üzerinden fikir yürütülerek çözülüyor.
Müzik sınıfındaki atmosfer ise bambaşkaydı.
Değişik türlerde bir çok müzik enstrümanını bir arada görmek sanıyorum ancak Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim Sanat Merkezi’nde mümkündür.
Marakas, piyano, bağlama, keman, ud, mandolin, flüt, gitar, saz, davul, tumba, ksilofon…
Yetenekleri doğrultusunda bir enstrüman çalabilme becerisi kazanan öğrenciler, kaliteli müzik dinleme ve seçici olmaya dair bakış açılarını da geliştirerek, ulaştıkları tercihlerde başka alternatiflerin olduğunu da öğreniyorlar.
Bir başka örnek:
BİLSEM’e gittiğim gün,
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin tarihe yazıldığı günlerdi. Zafer haberleri ertesi günkü gazeteye yansıtılacak.
Gazete tasarımı üzerine grup çalışması var.
Konu paylaşımı yapılarak gerekli bilgiler toplanmış.
Geçmişin analizi yapılırken olay bir bakıma yaşanılıyor.
Yine çok hoş ve farklı bir uygulama ile Edebiyat dersinde karşılaştım.
18 mart Çanakkale Zaferi bu kez Edebiyat dersinin konusu oluyor.
Tarih dersindeki gazete tasarımından sonra milli duygular şiirlerle işleniyor.
Okunacak şiirler öğrenciler ile birlikte seçiliyor. Daha sonra şiire uygun fotoğraflar ve bir fon müziği ile birlikte bilgisayar ortamında bir sunu hazırlanıyor. Hazırlanan sunu önünde öğrencileri seçtikleri şiirleri jest ve mimikleri ile seslendirirken video çekimleri yapılıyor.
* * *
Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim Sanat Merkezi tüm çalışanları ile çocuklarımıza sahip çıkıyor. Kırıkkale’miz için.
Kırıkkale’nin de her açıdan sahip çıkması gereken bir merkez haline geliyor.
Ferda Balkaya Çetin/23.03.2008/İl Gazetesi
Kırıkkale Bilim Sanat Merkezi’nde
Son Söz Çocuklarımızın
Üstün ve özel yetenekli diye nitelendirdiğimiz çocuklar yaşıtlarından farklı olarak; ileri düzeyde bir öğrenme hızına, özel yeteneklere, ilginç ve yaratıcı düşüncelere sahip çocuklardır.
Bu çocuklar geleceğimizin sanatçıları, bilim adamları, mimarları, liderleridir.
Gelişen, çağdaşlaşan, güçlü bir Türkiye için beyin gücünü etkin kılmak durumundayız.
İşte ünlü filozof Eflatun’un da “Altın çocuklar” dediği üstün ve özel yetenekli çocuklarımızın eğitimi, ülkemizin bugünü ve yarını açısından büyük önem taşıyor.
İşte Kırıkkale’mizde bir örneği olan Bilim Sanat Merkezleri bu yüzden var.
Çocuklarımızın zeka düzeylerini en üst seviyede kullanmalarını, yeteneklerinin farkında olmalarını sağlamak ve geliştirmek için var.
Özel yeteneklerini aldıkları eğitimle bütünleştirerek insanlığa hizmet edecek potansiyele dönüştürmenin, ülkemizin kalkınmasına önemli bir katkı sağlayacağı gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Kırıkkale İl Özel İdaresi Bilim Sanat Merkezi’ni bu nedenlerle son iki yazımda tanıtmaya, farkı göstermeye, önemine dikkat çekmeye çalıştım.
“BİLSEM’de Son Söz Çocuklarımızın” diye başladım bu haftaki yazıma.
Ama aslında son söz değil.
Her biri farklı alanlarda yaratıcı güce sahip olan çocuklarımız; resim, müzik, astronomi, matematik, dil, fizik, kimya, ekonomi alanlarında yeteneklerini geliştirmek için çıktıkları bu yolda ; belki de ilk ve son sözün sahibi olacaklar geleceğimiz Türkiye’sinde...
Ve BİLSEM’li çocuklarımız.
Yerinde duramayan, zekice bakan, duygu ve düşüncelerini çok rahat ifade edebilen, sorulan soruları, yaşamı sorgulayan, özgüvenleri oldukça gelişmiş öğrencilerle birlikte olmak güzeldi.
Onlar şanslı.
Kendilerine sunulan hizmetin farkındalar.
Hepsinin hedefinde birincilikler var.
Her biri kendi yetenekleri doğrultusunda; bilim adamı, astronot, beyin cerrahı, uzay bilimcisi, profesör olmak istiyor.
Ya keşfedilemeyen çocuklarımız?
Onları yaşıtlarından ayıran belirgin özellikleri fark edip takip etmek, bir uzmanın görüşünü almak ve böyle merkezlere kazandırıp kaybolmalarını engellemek ülkemiz adına yapılacak en iyi yatırımlardan biri olacaktır.
Bu konuda önce anne babalara daha sonra da eğitimcilere çok iş düşüyor.
Çocuklarımızdaki potansiyeli, farklılığı görmek için onları dinlemek, fikirlerine saygı duymak, önemsemek onlar için atılabilecek ilk adım olmalı.
Ferda Balkaya Çetin/29.03.2008/İl Gazetesi
***